Çevremizde gördüğümüz 10 kişiden 1'i depresyon, 3'ü anksiyete, 2'si ise kendine uygun tanıyı koyamıyor. Peki, insanlar neden kendine tanı koymaya çalışıyor? Hasta değilken neden hasta olmak istiyor?

Elbette ki bunu tek bir nedene bağlamam doğru olmaz, ama bence en tehlikeli neden sosyal medya kullanım sıklığının artması. Akşam eve geldiğimizde, çok yorucu bir günün ardından, zaten bütün gün elimizden düşüremediğimiz telefonu tekrar elimize alıp sosyal medya uygulamasına girip, önce 'Arkadaşlarımız bugün neler yapmış?' diye gözden geçirdiğimizi, sonra 'Acaba beni biri takipten çıktı mı?' diye takipçilerimize baktığımızı düşünelim. Daha sonra başladık kaydırmaya: kaydıraktan düşen çocuklar, şarkı söylemeyi beceremeyen adamlar, 'Hâlâ Dubai çikolatası yemedin mi?' esprileri ve 'Şu on özellik sende varsa derhâl kendini değiştir' videosu derken zamanın nasıl geçtiğini anlamadık. Sonra geriye dönüp baktığımızda aklımızda sadece 'Şu on özellik sende varsa derhâl kendini değiştir' videosu kaldı. Videoyu tekrar izledik ve 'Evet, o on özellik bizde… Geçmiş olsun, artık bizde bir depresyon tanısı var (!)' dedik. Tabii ki bizde depresyon yok; depresyon tanısı koymak bu kadar kolay değil. Bunun için öncelikle alanında iyi bir psikiyatriste ya da psikoloğa danışmalıyız. En doğru teşhisi onlar koyacaklardır, değil mi?

Sosyal medya kullanımının artmasıyla birlikte, insanlar sırf daha çok izlenme uğruna kendilerini yaşam koçu ilan edip izleyicilerini psikolojik rahatsızlıkları kullanarak sınıflandırmaya başladılar. Kimilerine depresyon, kimilerine anksiyete, kimilerine panik atak vb. tanılar koyuyorlar ve bunları, her insanda olabilecek normal davranışların sonucu olarak gösteriyorlar. Biz de “Evet, bunlar bende var.” diyerek yaptıkları asılsız tanılara ne yazık ki manipüle oluyoruz.

Bazen hayatın akışından uzaklaşmak için elimize telefonu almak yerine, arkadaşlarımızla buluşup telefonu elimize almadan saatlerce sohbet etmek, uzun süre önce okumak için aldığımız ama rafta unuttuğumuz tozlu kitabı alıp okumak, tek başımıza deniz kenarında oturup dalgaların sesini dinlemek ya da yeni biriyle tanışmak, bizi hayatın akışından uzaklaştırıp daha fazla rahatlatabilir. Böylelikle sosyal medya detoksu yaparak, psikolojik rahatsızlıkları dayatan, yaşadığı sahte ve cafcaflı hayatı gözümüze sokarak bizi kötü hissettiren pek çok olumsuzluktan uzak durmuş olur ve böylece asılsız tanılara manipüle olmanın önüne geçebiliriz. Eğer bir probleminiz varsa, yaşadığınız durumlardan ötürü şikayetçiyseniz ya da içinizde hissettiğiniz olumsuz ve kötü duygularla baş edemiyorsanız, ailenize veya alanında iyi bir psikiyatriste/psikoloğa danışmaktan çekinmeyin. Unutmayın, yardım istemek insanın doğasında vardır ve hiç kimse mükemmel değildir.